Ne sakinliği, yine yoğun bir kalabalık. İğneyi yere atsan belki düşer… Otomobillere binip şöyle bir kurularak sizin olduğunu hayal etmeniz için içindekilerin inmesini bekliyorsunuz. Bazen de vazgeçip başka bir otomobile geçiyorsunuz. Oradan oraya derken zamanın nasıl aktığını anlamıyorsunuz. En sonunda da dışarı çıktığınızda hafif bir baş ağrısı ve “ Eh gelmesem çok da bir şey kaybetmiş olmazdım” duygusu ile ayrılıyorsunuz fuardan.

Peki fuarda aklımda ne kaldı. Valla ne yalan söyleyeyim baş ağrımı hatırlıyorum en son. Gariptir birlikte gittiğim arkadaşlarımın da aynı şikayeti vardı. Bunun nedeni nedir bilemiyorum. Bilen varsa bana da söylesin. Merak ettim.

Size fuardan aklımda kalanları anlatayım. Marka söylersem doğru olur mu bilemiyorum. Ben ip uçlarını vereyim siz bulun. Günlerdir medyada yeni modeli hakkındaki haberlerini takip ettiğim bir Fransız markası aracının dünya prömiyerini yaptı. Araba dışarıdan baktığınızda fena değil. Hatta üst modellerine yakın dizaynı ile cezp ediyor. Ama aracın içine oturduğunuzda sanki dünyanın en basit arabasına binmişsiniz gibi bir hisse kapılıyorsunuz. İç diyazn berbat, işçilik ve malzeme üçüncü sınıf. Yazık böyle bir markanın kendisine etiğine bakın. Dünyadaki ekonomik krizin etkisi mi acaba bilemedim…

Bir de uzuk doğu yapımı araçlar dikkatimi çekti. Onları ayrı bir bölüme almışlar. Otomobil dünyasının Çin mahallesi… Valla Çinli arkadaşlar bu işleri de çözmüşler. Gayet ilgi çeken modeller vardı.

Otomobil fuarı deyince güzel mankenleri es geçmek ayıp olur. Hepsi eli ayağı düzgün tipler. Etraflarında da ışığa uçun pervaneler gibi kendini çapkın zanneden tipler. Sinek gibi kızarlın etraflarında dolaşıp arabalar hakkında bilgi alma ayakları. Zavallı kızlar ne yapsınlar, yapışık adamlara “ikile bakiiim” diyemiyor…

Ve gelemim en çok dikkat ettiğim hususa. Aynen haber bülteninde olduğu gibi herkes arabaların yanında fotoğraf çektiriyor. Alıcısı olsan fotoğraf mı çektirirsin… Parayı yapıştırır alıp arabayı gider havanı atarsın. Nitekim parası olan basmış parayı almış arabayı, Üzerinde “Satıldı” yazıyor. Arabayı alamadığınızı göre fotoğraf çektirin evde aynanın kenarına iliştirir ara sıra bakıp bakıp iç çeker “Ah ulan para gözün kör olsun” dersin… Dedik ya “Zengine Oto, Fakire foto” hadi bakalım…